Bu internet sitesinin verimli çalışmasını sağlamak amacıyla çerezler kullanılmaktadır. İnternet sitesini kullanarak çerezlerin kullanılmasını kabul etmiş olursunuz. Çerezleri nasıl kullandığımız, sildiğimiz ve engellediğimiz ile ilgili detaylı bilgi için lütfen Çerezler (Cookies) sayfasını okuyunuz.
Bu web sitesi, gerekli işlevselliği sağlamak ve online deneyimizini geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu web sitesini kullanarak Moore Türkiye Gizlilik Sözlemesi'nde özetlendiği gibi, çerezlerin kullanılmasına rıza gösterirsiniz.
Bu web sitesi, gerekli işlevselliği sağlamak ve online deneyimizini geliştirmek için çerezleri kullanır. Bu web sitesini kullanarak Moore Türkiye Gizlilik Sözlemesi'nde özetlendiği gibi, çerezlerin kullanılmasına rıza gösterirsiniz. Çerezler hakkında daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız.

Otomotiv

Otomotiv sektörü, Türkiye’de 1960’ların başında sanayileşmeye başlamıştır. Türkiye’nin Avrupa ve Asya’ya coğrafi olarak yakınlığı, üretim maliyetlerinin Avrupa Birliği ülkelerine oranla daha düşük olması, Avrupa Birliği ile yapılan vergi anlaşması nedeniyle ihracat vergilerinin düşük olması Türkiye’de otomotiv sektörünün gelişiminde rol oynayan önemli faktörlerdendir. Sektörde vergi muafiyeti de dahil olmak üzere bir çok teşvik olanağı bulunmaktadır.

Ciddi anlamda uluslar arası rekabetin yaşandığı sektörde, Türk Otomotiv endüstrisi, küresel düzeyde 1 milyondan fazla taşıt üreterek dünya sıralamasında 17. sıraya yükselmiştir. (Uluslararası Motorlu Taşıt Üreticileri Derneği -2008)

Özel Tüketim Vergisi ve KDV’nin vergi öncesi fiyatın %60 ile %100 düzeyinde olması, akaryakıt üzerinden alınan vergi oranlarının yüksek olması Türkiye’de otomotiv sektörün yaşadığı en büyük sorunların başında gelmektedir.

2020’li yılların başı itibariyle yaklaşık 4 milyon araç üretimi, 60 milyar doların üzerindeki ihracat beklentisi ve milyarlarca dolar değerindeki Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarının gerçekleştirilmesini Türk otomotiv endüstrisinin başlıca hedeflerinin başında gelmektedir.